Gün geçmiyor ki dünya gündemi yeni bir felaket ve toplumları ilgilendiren bir gelişme ile sarsılmasın. Son günlerde İsrail, beklenmedik bir doğal felaketle karşı karşıya kaldı. Tsunami gibi yıkıcı bir olayın ardından, dünya genelinde tepkiler hızla yükselirken, özellikle Avrupa'nın öfkesinin boyutları dikkat çekici bir şekilde artıyor. Öte yandan, ABD'nin eski başkanı Donald Trump’ın bu konudaki sessizliği ise birçok soru işareti doğuruyor. Acaba Trump ne düşünüyor? Avrupa, bu duruma nasıl bir karşılık verecek? İşte detaylar.
Geçtiğimiz günlerde, İsrail’in kıyı bölgelerinde meydana gelen tsunami, hem insanlar hem de altyapı açısından büyük hasara yol açtı. Yerel otoriteler, olağanüstü hal ilan ederken, Halk Sağlığı ve Afet Yönetimi Bakanlığı, olay sonrası acil durum planlarını devreye soktu. Tsunaminin nedeni konusunda henüz kesin bir bilgi verilmedi. Uzmanlar, deniz altındaki volkanik patlamaların veya depremlerin bu tür felaketlere yol açabileceğini belirtiyor. Ancak bu durumun uluslararası ilişkileri nasıl etkileyeceği ve bölgedeki jeopolitik dengenin ne yönde değişeceği merak konusu.
İsrail'de yaşanan bu felaketin hemen ardından Avrupa ülkelerinden çeşitli açıklamalar gelmeye başladı. Birkaç lider, sosyal medya aracılığıyla başsağlığı mesajları paylaştı ve uluslararası topluma dayanışma çağrısında bulundu. Avrupa Birliği, İsrail’e destek olmak için insani yardım göndereceklerini duyurdu. Ancak daha büyük bir endişe, doğal felaketin yaratacağı mülteci krizinin Avrupa’ya olan etkisi. Son aylarda mülteci sorunları nedeniyle zor durumda olan Avrupa, şimdi de felaket sonrası İsrail’den olası bir göç dalgası ile baş etmek zorunda kalabilir.
Bu noktada, Trump’ın sessizliği dikkat çekiyor. Eski başkan, felaket sonrası yoğun bir ziyaret programı yürütürken bu duruma neden sessiz kaldığı merak ediliyor. Trump, daha önceki başkanlık döneminde İsrail ile Amerika arasındaki ilişkileri güçlendirmek için birçok adım atmıştı. Bu nedenle, bu büyük felaket karşısında yaşanan sessizlik, bazı yorumcular tarafından eleştirilmektedir. Bu durum, Trump’ın uluslararası olaylara olan tepkisinin değişip değişmediği konusunda endişelere yol açıyor.
Gelecek günlerde, bu duruma dair daha fazla gelişmenin yaşanması muhtemel görünüyor. İsrail’deki olayın, uluslararası siyasette nasıl yankı bulacağı, özellikle Avrupa ve Amerika arasındaki ilişkileri önemli ölçüde etkileyecektir. Bu da demektir ki, dünya çapında bir birlik ve dayanışma ihtiyacı hissedilirken, politikacıların bu tür olaylara nasıl yanıt vereceği, gelecekte meydana gelebilecek benzer felaketler için büyük önem taşıyacak.
Son olarak, afetlerin sadece fiziksel değil, psikolojik etkileri de göz ardı edilmemelidir. İnsanlar, doğal felaketler karşısında çoğu zaman yalnız hissederler. Bu durum, hem bireylerin hem de toplumların bütünlüğünü tehdit edebilir. Avrupa'nın bu durumu nasıl yöneteceği, hem kendi iç politikaları hem de uluslararası ilişkilere yansiyacak başarısını belirleyebilir. Avrupalı liderler, hem kendi toplumlarını hem de İsrail halkını desteklemek üzere adımlar atılmadığı takdirde, dünyanın gözünde ciddi bir itibar kaybı yaşamaları kaçınılmaz olacaktır.