Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM), 23 Nisan 1920 tarihinde kurulduğundan beri Türkiye Cumhuriyeti'nin kalbi konumunda. Ülkemizin bağımsızlığının ve egemenliğinin simgesi olan TBMM, 2024 yılı itibarıyla 105. yaşını kutlayarak geçmişten günümüze uzanan demokrasi serüvenini gözler önüne seriyor. Bu özel günde, meclis tarihine, önemli olaylara ve geleceğe dair umutlara farklı bir bakış açısıyla yaklaşmak amacıyla kapsamlı bir inceleme yapıyoruz.
TBMM'nin kuruluşu, Türkiye Cumhuriyeti'nin bağımsızlık mücadelesinin en önemli adımlarından biriydi. Kurtuluş Savaşı'nın devam ettiği bir dönemde, milletin iradesini temsil etmek üzere oluşturulan meclis, ulusun geleceği için büyük bir öneme sahip oldu. İlk Meclis, savaş koşullarında ve olağanüstü koşullarda çalışmalarını sürdürmüş, Türkiye’nin çağdaş bir devlet olma yolunda attığı adımların temelini atmıştır. İlk Başkan Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde, TBMM, yasaların yapıldığı, milli iradenin temsil edildiği bir platform haline gelmiştir.
Tarihi süreç içerisinde, TBMM pek çok önemli olaya tanıklık etti. Cumhuriyet'in ilanı, çok partili sisteme geçiş, Anayasa değişiklikleri gibi pek çok gelişme, meclisin gündeminde yer aldı. 1960 darbesi, 1980 darbesi ve 15 Temmuz 2016 darbe girişimi gibi kritik dönemlerde, TBMM, demokrasi ve hukukun üstünlüğü için mücadelesini sürdürmüştür. Bu olaylar, meclisimizin güçlü bir demokrasi kalesi olma özelliğini pekiştirmiştir.
105. yılında TBMM, sadece bir yasama organı değil, aynı zamanda toplumun her kesimini temsil eden, uluslararası platformlarda Türkiye’nin sesi olan bir yapı haline gelmiştir. Küresel meseleler, iklim değişikliği, insan hakları gibi konular meclis gündeminde önemli bir yer işgal etmekte. Meclis, Türkiye'nin uluslararası ilişkilerini güçlendirmek ve halkın taleplerine yanıt vermek amacıyla çeşitli komisyonlar ve çalışma grupları oluşturmaktadır.
Gelecek dönemde TBMM'nin nasıl bir yol haritası izleyeceği de merak konusudur. Teknolojinin gelişmesiyle birlikte dijitalleşmenin ön plana çıktığı günümüzde, TBMM’nin de bu dönüşüme ayak uydurması gerekecektir. Yapay zeka, veri analitiği gibi alanların yasama sürecinde nasıl entegre edileceği, parlamento demokrasisinin daha da güçlenmesine olanak sağlayabilir. Ayrıca, katılımcı demokrasinin teşvik edilmesi amacıyla vatandaşların meclisle olan etkileşimi artırılmalıdır. Bu bağlamda, TBMM’nin sosyal medya gibi platformları aktif bir şekilde kullanması ve halkla doğrudan iletişim kurması önemlidir.
Sonuç olarak, TBMM’nin 105. yaşı, geçmişin başarılarını kutlarken, aynı zamanda geleceğe dair umutları, hedefleri ve sorumluluklarımızı hatırlatıyor. Meclisin, ulusun ve devletin varoluşu için nasıl bir özveriyle çalıştığını hatırlamak, demokrasimizin ne denli kıymetli olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor. TBMM, halkımızın iradesini yansıtan, özgürlük ve eşitlik mücadelesinin simgesi olmaya devam edecek.